Kalıcı haber - Rabıtanın şirk olduğunu iddaa edenler
  Ana Sayfa
  İletişim
  Ziyaretşi defteri
  Sağlık
  Kerma önemli yazılar
  Politika
  Medya Makale
  Bilim
  Kitap sayfaları oku
  Karma Seçmece Haberler
  Gmail toplu Mail Atma
  Araştırma
  Kişi anılarına
  Resulü Ekremin anısına resimli kart
  Kuran Kursu
  Resimler
  Geçmiş tarih
  Şerefli Hadisler
  Biyografi (itibar edilecek adamları yazıyoruz)
  İslam ve tasavvuf
  Sohbetler
  İslami Programlar
  İslam
  => Neden ve niçin namaz?
  => Rabıtanın şirk olduğunu iddaa edenler
  => Hiç böyle namaz kıldınızmı?
  => Günahlar ve sonuçları
  => İmam-ı Rabbaniden gençliğe nasihat
  => Güzel ve çirkin huylar
  => Peygambere uymanın farziyetini beyan
  => Dini yıllarca bilgisizliğe bıraktık'
  =>
  => Rüyada Peygamberimiz Efendimizi (sallallahu aleyhi ve sellem) görmek için
  Dört eş, sınırsız zinayı önlermiş
  İlginç haberler
  Foto Galeri
  Yazarlar ve yazılar
  Faydalı linkler ve destek linkler
  Kültür
  İmam Ebu Hanife (r.a.) yıldönümü
  Bid'atçılar islama zararlı olanlar
  Skype ile ücretsiz konuşun
irşadü'l Müridin Sayfa 122-125 Yazdır Arkadaşına gönder
Kültür
Pazar, 18 Mayıs 2008
bizim_selim_renamed.jpg  

 

 

Rabıtanın şirk olduğunu ısrar edenlere cevap

Bütün dünyada meşhur olmuş artistleri görürler,  kalplerine sokarlar,  bir güzel köşk görürler,   kalplerine sokarlar, bir araba görürler beğenirler  kalplerine sokarlar,  bunları düşünmek şirk olmuyorda,  bir Allah dostunu düşünmek niçin  şirk olsun ?

Birisi secde ederken "halıya secde ediyorum" dese müşrik olur. Mihrabın önünde namaz kılarken "mihraba secde ediyorum" veya "Beytullah'a secde ediyorum" dese müşrik olur. Ama "Beytullah'ı veya mihrabı vesile ederek Allah'a secde ediyorum" denirse o şirk değildir.

Nasılki bedenin bir kıblesi var. Ruhunda kıblesi var. Ruhun kıblesi mürşitler, Mevlanın dostlarıdır. " Maksudum" diye düşünülürse o doğru değildir. Ama "maksudumun aynasıdır" denirse o doğrudur. Kainatın her zerresi Allah'ın aynasıdır.
Nitekim İmam-ı Rabbani (k.s) söyle buyurur: Rabıta kendisine doğru secde edilendir,  kendisi için secde edilen değildir. Mihraplar ve mescidler dahi bu mananın dışında değildirler. İmam-ı Rabbani, Nakşibend (k.s) için "kıbletü kulübina" (kalplerimizin kıblesi) buyurur.

Kıble; yönelinen yer demektir. Yani İmam-ı Rabbani,  Nakşibend (k.s) için, kalplerimizin onunla Mevla'ya döndüğü zat,  demek istemiştir.
Rabbimize secde etmek istediğimizde bunu nasıl eda ediyoruz ? Kabe'ye yönelerek. İşte kalpler ile Mevla'ya yönelmek istenildiğinde bu zatlar vasıtası ile yönelinmiş oluyor. Rabıta etmedikçe kap kapısı açılmıyor. Rabıta kuvvetli olursa,  bütün ibadetler şeker gibi bal gibi tatlı gelir size. Eğer rabıta olmazsa ibadetler acı, karanlık, sıkıcı gelir.

Rabıta öyle bir şeydir ki,  bütün afetlerden kurtarır insanı. Peygamberimiz nasıl dua ediyordu: "Ya Rabbi ! Göz açıp kapanıncaya kadar da olsa beni nefsime bırakma. ( Niçin ) Beni helak eder." Rabıta üzere olsanız sokakta bulunduğunuzda öteye beriye bakmazsınız. Çünkü kalbimizin gözü rabıta aynasında. Rabıta büyük kale. Rabıta etmediğinde mutlaka bir yere bakıyorsun hem de en kötüsüne.

O rabıta,  ibadeti de kolay eder insana. Tarikat meşayihinden biri söz verdi " tarikat derslerinize yardım edeceğim" diye. Dön dolaş zikrullaha.

Rabıtaya çok emek verelim. Zikir bütün ilimlerin,  rahmetlerinin kapısıdır. Akılları bile hale getiren zikrullahtır.
Kur'an-ı Kerim'de buyurulur ki:

Bunlar, Allah'ın zikri ile kalpleri huzura kavuşarak iman edenlerdir. İyi bilin ki,  ancak Allah'ı anmakla kalpler yatışır ve huzur bulur." (Ra'd 13 / 28 )

İnsanla Cenab-ı Hak arasında hiç münasebet yoktur. Toprakla Rablerin Rabbi arasında ne münasebet olabilir ? Yalnız insan zikredince Mevla Teala ile münasebete bir alaka hasıl oluyor. O münasebet ve alakadan sevgi doğuyor. Münasebet arttıkça sevgide artıyor.

Ne zaman ki sevgi zikredeni kaplıyor, bu kimse kemal derecesine yükseliyor. İtminan (kalbin huzura kavuşması ) hasıl oluyor.

Bir beyitte şöyle gelir:

Hak Teala'nın zikrine devam ediniz.  

Çünkü zikir kalplerin cilası, ruhlar için ( ise ) gıdadır.
 

Böyle sevgi münasebeti kazandıran bir zikir Rabıta ile olur. Nitekim İmam-ı Rabbani bir mektubunda şöyle buyuruyor:
"( Mevla'ya) kavuşturucu yollar içinde rabıtadan daha çabuk kavuşturanı yoktur. Hangi talihli kimseye bu nimeti ihsan ederler"

Hace Ahrar ( k.s ) Fıkarat Risalesi'nde buyuruyor ki: Rehberin (şeyhin) görüntüsünü (şeklini hayal etmek) Hakk'ın zikrinden daha faziletlidir (tesirlidir).
Yani rehberin hayalini talibe (kalbin tasfiyesinde) zikretmesinden daha çok faide verir, çünkü başlangıçta, talibin Hak Teala ile yakınlığı yoktur. Bunun için zikretmekle çok faidelenemez.

Rabıta hatırlamak demektir. Eger rabıta müşrik ederse hiç muvahhid yoktur. Çünkü herkes mutlak bir şeyler düşünür, hatırlar. Kalbi hatıra gelen süfli düşüncelerden temizlemek için kalp aynasının yüzünü, kalbi Mevla'ya tutulan bir Allah dostunun kalbine çevirmelidir. O zaman Mevla Teala'nın nuru parlar araya.

Mesnevi'nin sahibi Mevlana Celaleddin-i Rumi derki : "Ya Rabbi ! Seninle arama hiçbir şey koyma.  Peygamberlerinden ve dostlarından başka. "İşte bu sözle ne kast ediliyor ? Rabıta.

Mürşit  ancak bir aynadır. Aradığımız o değil, onun gösterdiiği, bütün kainatı yaratan Allah Teala (celle celalühü ) hazretleridir. Mürşidin kalp aynası vasıtası ile Mevla , ( celle celalühü ) görülüyor gibi olur.

Kitap hakkında bilgi: itibarHaber - Haberin Gerçek Yüzü - irşadü'l Müridin

 İtibarHaber Kültür&Araştırma Merkezi

Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol