Yazarlık yapanlar, konuşanlar, siyasette önderlik yapanlar, eğitimde önde olanlar, yönetim kadrolarında en önlerde olup herkes tarafından görülenler, sanatçılarımız, el hasılı vel kelam insanlara bir şekilde önderlik yapanlar, hal ve hareketlerine ve sözlerine iki kat daha dikkat edeceklerdir.
Yüzde doksanını kinlendirdiğiniz insanlarla dostluk fotoğrafları çektirmeyiniz. Semt pazarlarından akşam üzeri kalıntıları toplayan memurlar karşısında servetlerinizden ve saltanatlarınızdan dem vurmayınız.
Kralla köle, zenginle fakir, uçağa yatalak, eceline doğru aynı hızla giderlermiş. Ten gemisi battığında tenle beraber batanı isteme demişler. Ten batarken seni kurtaranı iste demişler. Tenimiz çürürken, Dünya üzerinde ekilip biçilen ve dokunan kefenimiz de çürüyor. Topraktan aldığımızı toprağa veriyoruz.
Balıkçının oltaya yem koyduktan ve balığa yutturduktan sonra balığı kendisine çekip midesine indirdiği gibi Dünya da bize tuzak lokmaları veriyor ve bir gün kendisine çekiveriyor.
Rabbimiz, Sevgili peygamberimizin değerli eşlerine "Eğer Dünyayı istiyorsanız gelin size mihrlerinizi vereyim, ama Allah'ı, Rasülünü ve ahiret yurdunu istiyorsanız, sizden iyilik yaparsa büyük mükafat hazırladı" demesini istiyor. (Ahzab 28)
Biz, Allah'ın sevgisini istiyoruz. Allah Rasülünün sevgisini istiyoruz. Ve ebedi hayatta Allah Rasülünün şefaatına nail olanlarla beraber ahiret yurdumuzun güzel olmasını istiyoruz. Onun için bu dünyamızın da güzel olmasını istiyoruz. Her gün namazımızın son oturuşunda Rabbena Atina fiddünya haseneten…. Duasını okuyoruz. İki dünyamızın da güzel olmasını istiyoruz.
Bunun için çalışanlar özellikle önder durumunda olanların sorumluluğu daha fazladır. Hiçbir peygamberin hayatında takıyye yoktur. Kur'an-ı Kerim'de hayati tehlike olduğu yerlerde kişinin Allah'ı inkar eden sözleri söyleyebileceğine dair ayet nazil olmuştur .(Âl-i İmran 28, Nahl 106) Âl-i İmran Sûresi'ndeki ayette imanını gizlemeye izin verirken kafirlerden değilde Allah'tan korkması ve onun azabından sakınması gerektiği vurgulanır ve azimetle hareket edilmesi öğütlenir. Örnek olarak da Ammar bin Yaser gösterilir. Ama hiçbir zaman bir peygamberin böyle bir takıyye yaptığı anlatılmamıştır.
Sevgili peygamberimizin değerli eşleri kadınlarımızın örneği olacakları için onlar hakkında Ahzab Sûresi'nin 30'uncu ayetinde eğer bir terbiyesizlik yaparlarsa günahlarının iki kat olacağı ifade edilir. Yani önder insanların kötülük veya iyilik yapmaları yalnız şahıslarını ilgilendirmez. Onlara önem veren insanların tavırlarını da etkiler.
Buhari'nin hemen baş tarafında Sevgili peygamberimizin, Bizans kıralı Heraklius'a yazdığı mektupta "Eğer Müslüman olursan Allah senin mükafatını iki kat verecektir" der.
Hani Şeyh Sadi'nin hikâyesinde Kral Nuşirevan'ın "Eğer padişah, halktan tuzu parasız alırsa onun askerleri, halkın koyununa şiş geçirip kızartır" der ve köylüye tuz parasını verir.
Ahzab Sûresi'nin 31'inci ayetinde eğer Allah'a ve Rasülüne itaat ederlerse mükâfatlarının iki kat olacağı ifade edildikten sonra 32. ayette de Peygamber hanımlarının diğer kadınlar gibi olmadığını ve söz ve davranışlarına dikkat etmeleri gerektiğini ifade ederken bizlere nasihat ediliyor.
Şeyh Galip dede:
"Meydandaki baş içindir esfer,
Ser ver, olasın bu yolda server." Diyor.
"Ben bu yola baş koydum" deyip meydana atılanların başına taç koyulurmuş |